Hayat
Hayat aslında tam bir çan eğrisi
olduğunu yakın zamanda uygulamalı olarak görmemizi sağladı. Eşimin 92 yaşındaki
dedesinin son zamanlarıyla bizim küçük adamın ilk zamanları çakışınca bunu çok
net gözlemledik. Dedemiz ile oğlanın tuvalet alışkanlık(!)ları, yeme içme
ritüelleri ve içeriklerini bırakın uyku süreleri bile aynıydı. Ondan sadece 1
yaş küçük olan babannemiz ise maşallah sağlığı yerinde, her işini kendi
görebilecek durumda… Ancak haliyle hafızasında zayıflamalar var. Her ziyaretine
gittiğimizde “Size altın top hikayesini anlatmış mıydım?” diye sorarak
çocukların altın kadar değerli olduğu ana fikrini içeren hikayeyi anlatır.
Geçen sefer eşim dayanamayıp “Evet anlatmıştınız” dedi!! Belki 10 sefer büyük
babannenin sigaraya başlaması ve bırakması sürecini dinleyerek çevremizdeki tüm
tiryakileri de tek tek belirleyip kınamayı unutmadık.
Bütün bunlar yaşın getirdiği
normal süreçler diye düşünürken kendimi insanlara “Sizi şunu anlatmış mıydım?”
diye sorarken yakalamaya başladım. İşin kötüsü insanlar bu soruma müspet cevaplar
veriyordu!! Üstelik çan eğrisinin o düzlüğe yakın kısmına gelmeme çok vardı
daha… Ben de çareyi bir kere anlattığımı hatırladığım bir şeyi bir daha
anlatmamakta buldum. Ancak bu da bir çözüm olmaktan çok sorun olmaya başladı. Çünkü
bu sefer de konuyu anlatmam gereken kişiden önce bir başkasına anlattıysam, anlatılması
gereken durumdan bihaber kalıyordu. Bu sefer de “Aaa, ben sana bunu anlatmadım
mı?” sorusuna müspet cevaplar almaya başladım. Beyin
progeriasına tutulduğumu düşünmeye başladım artık, başka bir açıklaması yok
sanırım.
Size altın top hikayesini
anlatmış mıydım?